Hollanda turumun ilk günü sabah 11 de yola çıkıyoruz. Birbirinden güzel çiçek tarlalarında geçip Keukenhof’da yapılacak çiçek geçiti alanına geliyoruz.
Keukenhof’da her yıl Bahar ayında 32 hektarlık topraklarda 100 çeşitten fazla Lale, sümbül, nergis vb. gibi 7 milyon çiçek soğanı ekiliyor. “Yeryüzü Cenneti” olarak anılan bu çiçek tarlalarını her yıl ortalama 1 milyondan fazla kişi ziyaret ediyor. Ayrıca parkta 7 farklı ilham bahçesi de bulunmakta.
Gözünüzün alabileceği her yer çiçek tarlası. İçim açılıyor ferahlıyorum. Hayatım boyunca hiç bu kadar çiçeği bir arada görmedim. Cennette gibiyim.
2018 için 13 Mart -17 Mayıs tarihlerinde açık olan park diğer yıllarda üç aşağı beş yukarı Mart ve Mayıs aylarını kapsayan tarihlerde 8 hafta açık kalıyor. 08:00 ile 19:30 saatleri arasında ziyaretçi kabul ediyor. Gitmeden önce mutlaka Keukenhof festivalinin programını edinmenizde fayda var. Bu dönemde bir çok etkinlikler ve temalar gelenlerin beğenisine sunuluyor. Tabi en önemlisi her şeyin çiçeklerden yapıldığı görsel bir şölen sunan geçit törenini kaçırmak istemiyorsanız. Uçak biletinizi Nisan’ın ortalarına denk getirmeniz gerekiyor. Bu dönem aynı zamanda Lale’lerinde en güzel göründüğü dönem.
Keukenhof festivalini 3 temel noktada değerlendirebilirsiniz. Birincisi o resimlerde görülen çiçek tarlalarını dalabilirsiniz. İkincisi 7 ayrı ilham bahçesinden oluşan ve içinde birde orkidelerin sergilendiği flower Show denilen kapalı alanı olan büyük parkı gezebilirsiniz. Üçüncüsü ve en eğlencelisi de Blomencorso Lisse’ye yani geçit törenine katılabilirsiniz.
Keukenhof girişinde bir harita alırsanız “not to be missed” (şunları kaçırmayın) diye belirttikleri yerleri de kaçırmamış olursunuz. Harita almayı unuttuysanız da çok da üzülmeyin her yerde tabelalar var gideceğiniz yere sizi ulaştırıyor.
Keukenhof ilk olarak 19. Yüzyılın ortalarında kurulmuş. 15. Yüzyılda ise bu alan, mantar, şifalı çileklerle dolu yoğun bir ormanlıkmış.
Çiçek üreticileri ve ihracatçıları çiçekleri görsel olarak pazarlamak için orijinal bir tema parkı yaratmak istemişler ve 1950 yılında Keukenhof parkını insanların beğenisine sunmuşlar. Günümüzde lale dışında, sümbüller, nergisler, nilüferler ve hatta Japon sakuraları dikilen park, rengarenk bir açık hava sergisi olarak gelenekselleştirilmiş. Yıllar geçtikçe hem parkın ölçeği büyümüş, hem de çiçeklerin çeşitliliği. Ayrıca park yapay göller, göletler, kanallar ve derelerle desteklenmiş. Şu an Keukenhof 90’dan fazla ağaç türüne sahip.
Yukarıda da bahsettiğim gibi parkta 7 ayrı ilham bahçesi var. Bunlar
Aşçılık Bahçesi: Herkese açık mutfakta bahçeden kopardığınız sebzelerle yemek pişirebilirsiniz.
Aşk Bahçesi: Kendi anılarınızı oluşturan nesnelerle de katkıda bulunabileceğiniz bu bahçede, dilek dileyebilir, güzel resimler çektirebilirsiniz. Bahçenin oluşturulma amacı gelen konuklara hem bir şeyler vererek kendi sevgilerini göstermeyi, hem de diğer kişilerin sevgilerine ortak olmayı aşılamakmış.
Arı Bahçesi: hiç bana göre olmayan (Bodrum’da gözümden ısırarak çok büyük husumet başlattıkları için) bir bahçe. Kuşların ve arıların yiyecek bulduğu, kışı rahat geçirdikleri ve mutlu mutlu dolaştıkları porsuk, kayın ve kızılcık ağaçlarında oluşan bahçe.
Rob’un Aile Bahçesi:Rob Verlinden’in SBS6 kanalından “Robs Grote Thuinverbouwing” adıyla canlı yayın yaptığı bahçe. Programı canlı izlemek istiyorsanız bu bahçeyi ziyaret edebilirsiniz.
Hollanda İneği Bahçesi:Tüm çiçeklerin siyah ve beyazdan oluştuğu bu bahçe Frisland ineğinin çayırlarda gezinmesinden esinlenilerek, “Hollanda sütünün nereden geldiğini keşfedin!” sloganıyla bütünleşmiş.
Sağlık Bahçesi:Popularitesi giderek artan bu bahçede açık alan egzersizleri, yürüyüşler, koşular ve boot camp yapabilirsiniz.
Geri Dönüşüm Bahçesi:İçinde yazlık eve dönüştürülmüş bir konteyner, açık banyo, sera ve daha bir çok şey barındıran bu bahçe eski malzemeleri kullanarak ekolojik ve trendy DIY ürünleri yapanlar için algılarını daha da açacakları mükemmel bir yer.
Keukenhof’un park kısmında değilde daha çok uçsuz bucaksız lale tarlalarını keşfetmek istiyorum diyorsanız birkaç seçenek var. Birincisi arabanızla gidip yürüyerek keşfetmek ki ben onu seçtim. Yürüyerek gezilebilmesi için tüm patika yolların uzunluğu 15 km ile sınırlandırılmış. Yok bu mesafeler beni aşar diyorsanız bir diğer seçenek bir adet turuncu bisikletlerden edinmek. Keukenhof’un farklı noktalarında kiralanan bisikletlerle akşam saat 7’e kadar uçsuz bucaksız çiçeklerin arasında vakit geçirebilirsiniz. 4 farklı rota var her bir rota 5-25 km aralığında değişiyor. Ben bisiklet kullanmayı bilmiyorum diyorsanız, 45 dakika süren bot turuna çıkıp tarlaların arasında dolaşabilirsiniz. Fakat çiçeklerle iç içe olmadığınız için biraz panoramik şehir turu tadında oluyor. Ya da Dakota uçağıyla uçsuz bucaksız tarlaları gökyüzünden seyredebilirsiniz. Benim favorim yürüyerek ya da turuncu bisikletlerle gezmek.
Hem geçit törenini izleyeceğim hem de tema parkları ve lale tarlalarını gezmek istiyorum derseniz bu bölgeye en az bir buçuk iki gün ayırmanız lazım.
“Blomencorso Lisse” işin en eğlenceli kısmı çiçek geçit töreni Noordwijk’ten Haarleme kadar 40 km’lik bir rota çizen konvoy, sabah 09:30 da başlayıp akşam 21:00 de Haarlem’e varmış oluyor. Töreni daha önceden belirlenen noktaları öğrenip izleyebilirsiniz. Biz tam kalbini Keukenhof’u tercih ettik.
İnsanlar 2-3 saat önce piknik sepetleri ve içecekleriyle gelip yol kenarında ki yeşilliklere yayılıyor. Türkiye’de olduğu gibi seyyar ya da sabit yiyecek içecek satıcıları bulamayacağınız için hazırlıklı gelmenizde fayda var. Orada bulacağınız tek şey çocukların evde yapıp yol boyunca sattıkları ev yapımı dondurma olacaktır.
Hollanda’da Festivallere konu olan lale, Aslında bir Orta Asya çiçeğidir. Anayurdu Kazakistan’dır. Lale önce Selçuklularla birlikte Anadolu’ya gelir. Anadolu’dan da Osmanlı İmparatorluğu döneminde Avusturya’ya oradan da Hollanda’lı batonikçi Carolus Clusius’a ulaşır.
Bir devlet düşünün daha kuruluşunun ilk yıllarında yolu, dünya tarafından tanınan bir imparatorlukla kesişiyor. Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, Topkapı Sarayında bir kameriye yaptırır. Saraya gelip giden Hollandalılar bu kameriyeleri çok beğenirler ve Hollanda’da kanal kenarlarına inşa etmeye başlarlar.
Adına Paşa Köşkü denilen kameriyeler de Türk Hilali olmak üzere, Osmanlı dönemine özgü desenlerle süslenir.
İlk etapta lale soğanlarını salataya katılacak sebze gözüyle baksalar da, günün birinde tüm ülkeye yayılan lale çılgınlığıyla, dünyanın ilk lale borsası, Hollanda’da kurulur.
Günümüzde Hollanda için vazgeçilmez bir gelir kaynağı olan Lale’nin kısaca geçmişini böyle özetleyebiliriz.
Son olarak, Hollanda 4 mevsimi aynı günde barındırabiliyor. Ayağınıza rahat bir ayakkabı üstünüze de tişört, hırka, yağmurluk ya da ince bir mont almanızda fayda var. Alt tarafınız sabit olsa da, üst tarafa biraz lahana havası verin ve güneşe göre şekil alın.
Sevgiyle kalın, seyehatte kalın…
Instagram : derayla_ortak_rota
Facebook : Deray Nur Keskin
Youtube : Deray’la Ortak Rota
Not: Yurtdışı turlarında en büyük sıkıntı ekstra turlar oluyor ve neredeyse tura ödediğimiz para kadar hatta daha fazlasını ekstra turlara ödüyoruz. Bu da seyahat maliyetimizi iyice şişiriyor. Hollanda’nın tamamına yakınını (Amsterdam, Leiden, Giethorn, Afsluitdijk, Keukenhoof, Baarle, Moduradam, Kinderdijk, Delft, Laiden, Edam, Marken, Volendam, Türkiye Köyü, Katwijk, Nortwijk vb.) araçla uygun fiyatlara gezmek isteyenlerin aşağıda facebook adresini vereceğim Suat Sönmez’e ulaşmalarını tavsiye ederim. Ben bir haftalık tatilimi bu yöntemle inanmaz uygun fiyata getirdim ve görmek istediğim her yere saat mefhumu olmadan otomobille gezdim. Kişi sayısına göre minibüs de ayarlıyorlar. Hatta Belçika’da Bruges, Brüksel gibi şehirleri de gezme fırsatınız oluyor.
Facebook : Suat Sönmez (Hollanda Gezileri)