Instagram : derayla_ortak_rota
Facebook : Deray Nur Keskin
Youtube : Deray’la Ortak Rota
Twitter : derayla_ortak_rota
“Bil, bul, ol” demişler ya Erenler; önce ne istediğimizi bilmemiz gerekiyor. Sonra isteyeceğimiz şeyi gerçekleştirecek varlığa ulaşmamız, sonrada sabırla olmasını beklememiz yani inanmamız gerekiyor.
2 yıldır Hıdırellezin hafta sonuna denk gelmesini fırsata dönüştürerek Kakava şenliklerinde alıyorum soluğu. Dua ediyorum, dilek diliyorum, doğanın ve bütünün bir parçası olduğumu hatırlamak iyi geliyor bana.
Peki Kakava şenlikleri nedir? Kökeni nereye dayanıyor? Hıdırellezle Kakava arasında ne fark var? Bu özel gün ve gecede neler yapmamız gerekiyor?
Dünyanın dört bir yanında farklı isimlerle anılsa da aynı beklentilerle kutlanan Hıdırlez Aya Yorgi Günü, Herdeljez, Ederles, Ederlezi gibi isimler alıyor. Kakava şenlikleri ile Hıdırellez aslında aynı şey sadece her kültür kendi mitini yaratıyor.
Hıdırellezin kökleri Mezopotomya’ya kadar uzanıyor ve içinde tüm inanışlardan özellikler barındırıyor. Hıdırellez aslında her kültürün kendi gelenekleriyle harmanladığı bir inanış, bir mikrokosmoz. Yukarda da dediğim gibi beklentiler aynı günümüze geliş şekilleri farklı farklı.
Türklerde Hıdırellez
Türk halkının geçmişte kullandığı takvime göre, yıl ikiye bölünür. 6 Mayıs ile 8 Kasım tarihleri arasında geçen zaman yaz, yani “Hızır Günleri”. 8 Kasım ile 6 Mayıs arasında ki döneme de kış yani “Kasım Günleri” denirmiş.
Hızır günlerinin başlangıcı olan 6 Mayıs’la birlikte, soğuk kış günlerinden kurtulmak, doğaya bereketin gelmesi, rahat seyahat koşullarının sağlanması vb gibi bir çok sebeple baharın gelişi kutlanırmış.
Her ne kadar günümüzde İslamiyet öncesi Doğu Akdeniz, Mezopotamya ve Orta Asya’ya kadar uzanan pek çok geleneğin kökleri unutulmuş olsa da modern Türkiye’nin çok kültürlü insanları tarafından büyük bir coşku ve hoşgörüyle kutlanan günlerden biri haline gelmiş.
Müslümanlar’da Hıdırellez
Müslümanlara göre; Toprağın efendisi Hıdır ve denizlerin efendisi İlyas peygamberin her yıl 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece, bir su kaynağının yakınında, yüksekçe bir tepede, bir gül fidanının gölgesinde buluşarak göğün en yüce katına seyahat ettiklerine inanılır. Bu buluşmayla birlikte suya bolluk, toprağa bereket gelir. Yani bahar gelir.
Bu buluşma gününde beklenen Hızır’dır. Hızır’dan sağlık dağıtması, uğur, bereket getirmesi, kısmet ve talihi açması, mal ve servet kazandırması dilenir.
Hırıstiyanlar’da Hıdırlez (Aya Yorgi Günü)
Balkanlarda ki Hiristiyanlar ise inancı için öldüğünü varsaydıkları Aziz George’in anısına “ederlezi” adı altında kutluyor.
Kapadokya’lı olan Aziz George (victory ringer yada muhafız) hikayesi ise şöyledir.
Libya’da bir krallığı tehdit eden ejderhanın yaşadığı bir bölge varmış. Oranın kralı ejderhanın üzerine ordular göndermiş ama ejderha hepsini yenilgiye uğratmış. Ejderha günde 2 kuzu yermiş. Bu nedenle çevre köylerde açlık baş göstermiş. Bunun üzerine köylüler ejderhaya genç kızları kurban etmeye başlamış.
Bunu duyan kahramanımız tam da prensesin kurban verileceği gün ejderhayla savaşır ve mızrak darbesiyle alt eder. Kral kahramanımıza çeşitli hediyeler sunar oda bunları köylülerle paylaşır. Atına binip yoluna devam eder.
Kötüye karşı savaşı, fakiri, güçsüzü koruma altına alması, cömert tavrı ve iman gücü gibi özellikleriyle insanlarda vicdan ve iyiliğin gelişip artması için Aziz George güzel bir örnek olmuş.
Burada tabi ejderha biraz ikonik bir tabir. Mitlerde gök gürültüsünden sonra yağan yağmur ile toprağı ıslatarak ürün vermesini sağlayan yaratıcı özelliğe karşı deprem, hortum, fırtına ve sellerin oluşması ile yıkıcı özelliğe sahip kötü karakterde ejderha olarak imgelenir.
Prensesin kurtuluşu kötü olanı yenmek ve saflığı ortaya çıkartmak anlamına gelir.
Aziz Georgios’un ismi, yeşil adam anlamına gelen “Cercis, Circis ya da Curcis” olarak geçmesi günümüzde bereketi temsil eden, dolaştığı yerleri yeşerten, çiçekleri açtıran, yardıma muhtaç olanlara yardım eden Hızır (a.s) ile benzerlik gösterir. Hızır İlyas buluşması Hristiyanlıkta da baharın gelişi olarak kutlanır. Batı bölgelerinde 23 Nisan günü kutlanan Aziz Georgios’u anma günü, Doğu kiliselerinde Hıdırellez zamanı olan 6 Mayısta kutlanır.
Romenler’de Hıdırellez (Ederlezi)
Gelelim Romanlara; Roman halk inanışı ve Çingene kültürünün en önemli mitolojik motifi olan Baba Fingo ve ondan yardım bekledikleri o güne.
Koptlar yani Mısır çingeneleri Antik Mısır’da Firavun’un zulmü altında inim inim inleyen halklardan biridir. O bölgede her daim hor görülmüşlerdir.
İnanışa göre Hz. Musa o mucizevi olayı gerçekleştirerek, Kızıldeniz’i ikiye yarar ve Firavun’un zulmünden kaçırabildiği topluluğu Kenan diyarına geçirir. Bir inanışa göre Hz. Musa ile birlikte hareket eden topluluğun içinde Firavun’un zulmünden en çok çekmiş olan Koptlar’dan da bir kesim vardır. Hz. Musa’nın yola düştüğü haberini alınca kendilerinde cesaret bularak ona katılmak üzere yola düşerler. Ne var ki, Hz. Musa ve beraberindekilerin oluşturduğu topluluğun gerisinde kaldıkları için farkedilmemişler, Kızıldeniz Hz. Musa’nın karşı kıyıya geçişinden sonra kapanınca dalgaların arasında kaybolmuşlardır.
Bir başka rivayette de durum tersine döner; Koptlar’dan bir topluluk Firavun’un emriyle Hz. Musa’yı Kızıldeniz boylarına kadar kovalayan savaşçılar arasındadır. Onu yakalamaları şartıyla Firavun’dan özgürlüklerini alacaklar, üzerlerindeki eziyet böylelikle sona erecektir.
Başlarında ise “Baba Fingo” vardır ve onlara liderlik etmektedir. Efsanenin bu versiyonuna göre, Hz. Musa karşı kıyıya geçince Kızıldeniz kapanır. Baba Fingo ve beraberindeki Kopt savaşçıları, firavunun diğer azgın askerleriyle birlikte Kızıldeniz’in sularına gömülür. Baba Fingo ölmemiş fakat lanetlenerek Kızıldeniz’in derinliklerinde hapsedilmiştir. Tüm bu olaylar, 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gün yaşanmıştır.
KAKAVA
Kakava’da durum biraz daha farklıdır. Söylenceli tarihin belirsizliğine mahkum rivayette olay biraz daha batıya geliverir. Baş karakter yine Baba Fingo’dur.
Baba Fingo ve beraberindekileri Roman’lar Hunlar’ın bozgunundan kaçmaya, Tuna Nehri’nden karşıya geçmeye çalışırken buluruz. Mekanlar ve zamanlar değişirken Baba Fingo’nun akibetiyse hiç değişmez. O yine sulara esirdir ve bir bahar sabahı sulardan çıkacak ve halkına yine önder olacaktır.
Bu beklentiyle Kakava’yı kutlayan Trakya’nın Romanlar’ı su boylarına inerler.
“hıdırlık” denilen dere boylarında, maddi manevi tüm kirlerinden arınırlar ve onları zamanın ötesinden gelerek bu makus, bu kem talihlerinden kurtaracak olan Baba Fingo’yu beklerler. Baba Fingo’nun gelişiyle üzerlerinde ki lanet gidecek ve tüm sıkıntılarından kurtulacaklardır.
Evet Hıdırellez her dinde, her kültürde var olan bir gelenek. Değişmeyen tek şey Umut etmek bence. Aslına bakıldığında herkesin kendini kurtarmaya gelecek bir varlığa inancından kaynaklanıyor. İsimler ve yerler değişse de işin özü değişmiyor dimi.
Tabi hazır Edirne’ye gelmişken önce bir ciğer yiyin. Selimiye Cami’ni gezin. Sonrasında Sarayiçi’ne geçin ki asıl şenlik orda.
Kakava şenlikleri 5-6 Mayıs tarihlerinde iki ayrı mekanda kutlanıyor. Konser, dans gösterileri Saraçlar Caddesi’nde, diğer etkinlikler ise Kırkpınar Güreşleri’nin de düzenlendiği Sarayiçi’nde.
Şenlikler her iki günde de baharı karşılamaya yönelik iki özel ritüelle başlıyor.
KAKAVA ATEŞİ
İlki 5 Mayıs’ta Bereketin artması, güzelliklerin paylaşılması arzusunu simgeleyen“Kakava Ateşi”nin yakılması ve pilav ikramı.
Kortejin önünde yürüyerek fotoğraf çekerken bir anda kendimi 15 kişilik gazeteci grubuyla Kakava ateşinin yakıldığı meydanın içinde buluyorum. Tabi bunda Habertürk ekibininde ciddi bir payı var.
Törenlerle devasa bir ateş yakılıyor. Ateş kontrol altına alınınca meydanda ki korkuluklar kaldırılıp halka açılıyor. İnsanlar sırayla dilek dileyerek ateşin üstünden atlıyor. Bu ateşin üstünden atlamanın insanları nazar ve hastalık gibi kötülüklerden koruduğuna olan inanç yatıyor.
Tabi bende hafif gaza gelip atladım, ayağımı burkunca 6 ay merdivenleri zıplayarak inmek zorunda kaldım. Yapmayın bunu… dilek dilemek için daha az tehlikeli bir çok ritüel var. Onları deneyin.
BAHARA GİRİŞ
Arınma ve doğanın uyanışını selamlama amaçlı “Bahara Giriş” ritüeli ise 6 Mayıs sabahı 06.00’da Tunca Nehri kıyısında gerçekleşiyor.
Romen kızları en şık kıyafetleri ve gelinlikleriyle Tunca Nehri’nin kıyısına gelip akşamdan hazırladıkları dileklerini nehre bırakıyor.
Geçmiş yıllarda Hindistan’ın Ganj Nehri’nde olduğu gibi Nehre girip arınıyorlarmış. Fakat son beş yıldır tehlikeli olduğu için yasaklanmış. Sonrasında çeribaşı nehre çelenk bırakıyor. Baba Fingo’ya ulaşsın diye.
DİLEKLER İÇİN BİR KAÇ KÜÇÜK TÜYO
-5 Mayıs akşam ezanı ile gül dallarına paranızı asın ki tüm yılınız bolluk ve bereketle geçsin.
Hıdırellezle gül ve gül ağacının içselleşmesinin nedeni gül ve gül ağacının kişinin titreşim seviyesini yükseltmesi ve kötü enerjinin kişiye yaklaşmasının engelleyen bir etkiye sahip olmasıymış.
-Güvenilir bir yerdeyseniz evinizin bahçesi gibi ya da balkon gibi aynı amaçla yine cüzdanınızı açık bir şekilde gül ağacının altına bırakabilirsiniz. Sabah ezanıyla almak koşuluyla.
-Evdeki her birey için yedi fasulye ya da nohut ekin ve gelebilecek kötülüklerin bunlara gelmesini dileyin. Bu sizi gelecek kötülüklerden koruyacaktır.
-Erken kalkıp evinizin kapısını açın. Evde genç kız varsa sandığı da açmayı unutmayın.
-Taze soğanın iki sapını aynı boyda kesin. Bir tanesine dileğinizi dileyin ve dışarıya koyun. Ertesi gün, dilek dilediğiniz tarafın boyu diğerini geçtiyse dileğiniz oldu demektir.
-Evde pirinç, tuz, bakliyat artık ne varsa kapaklar fora. Bu gece bereket ve bolluk yağıyor.
-Kağıda dileklerinizi yazıp gülün altına akşamdan koyun sabah ezanıyla alıp suya atın. Burada ki detay kalemin kırmızı olması. Kırmızı tez demektir. Hemen demektir. Şimdi demektir.
-O seneyi sağlıklı geçirmek için yumurta yiyin. Kas kitlenizi de korumuş olursunuz.
– Güzellik dilenmeden olmaz tabi ama biraz meşakkatli 41 farklı bitkiye ihtiyacınız var bunun için. Bitkileri toplayıp bir gece önceden suya koyun, ertesi günü bu suyla elinizi yüzünüzü yıkayın. Bu ritüel 10 yaş gençleşme garantilidir.
-Bol yemek yapıp insanlarla paylaşın. Unutmayın her şey paylaştıkça çoğalır.
-Elmanın kabuğunu soyup yastığınızın altına koyun ki evleneceğiniz kişi hayatınıza girmediyse bile, rüyanıza girsin.
-5 Mayıs perşembe akşamı evinizde yoğurt mayalamak veya mayalı bir yiyecek yapmak evinizin bereketi ve bolluğu için çok uygun bulunur. Maya, artan üreyen etkisi ile evinizin enerjisini yükseltir.
-Egoist olmayın ve sadece bireysel dileklerde bulunmayın. Bugün tüm dilekler kabul olur, iyi niyetler yerini bulur. Dünyanın daha yaşanılabilir bir yer olmasını dileyin. Barış dolu bir yer haline gelmesini isteyin.
ÇİNGENELER ZAMANI
Konu Romenler ve Hıdırlez olunca, Emir Kusturica’nın çingeneler zamanı filminden bahsetmemek olmaz. Hele Goran Bregoviç’in içimizi titreten Etelezi’sinden. “kendime yalan söylediğimden bu yana artik kimseye inanmaz oldum” diyen Perhan’dan. O müthiş Hıdırlez görüntülerinden.
“ruhumu zaptedip dans eden bir ayıya çeviriyorlar. kanatlarımı koparmak istiyorlar, kanatları olmayan bir ruh nedir ki? benim ruhum özgür. bir kuş gibi özgür. yükseklere çıkıp sonra aşağıya iner. bazen gözyaşı döker, bazen de şarkılar söyleyip kahkahalar atar..” tiratı, ne güzel anlatır Romenlerin günlük yaşama isteğini.
Emir Kusturica’nın “Çingeneler Zamanı” filmi tam zamanında izlenmesi gereken filmlerdendir. Birkaç sene önce izlerseniz hiçbir şey anlamayıp yarıda bırakabilirsiniz. Birkaç sene sonra izlerseniz geç kalmışlık hissi yaşayabilirsiniz. O yüzden siz bugün tam zamanında izleyin.
VEDA
Hıdırellezle birlikte biz aslında baharı, baharın getirdiği sevinci, ruhsal yıkanmayı, yenilenmeyi kutluyoruz. İnançlı olmanın keyfini çıkartıyoruz.
Kakava’ya gelin ve sizde benim gibi tüm yılın kasvetini, kederini, yükünü Tunca’ya bırakıp gidin.
Sevgiyle kalın, seyahatte kalın…
Not: Kakava denince Romenler, Romenler denince Çingeneler Zamanı, Çingeneler Zamanı denince Goran Bregoviç, Goran Bregoviç denince Etelezi, Etelezi dendiğinde de (tabi siz şimdi bu daha ne kadar uzayabilir diye aklınızdan geçiriyor olabilirsiniz.) Olimpos aklıma gelir ki, Buradan sevgili Alper’e ve LUXUS grubuna selam olsun.
Bizim o dinlediğimizde içimizi titreten Etellezi’yi, Bluss ve Oryantal’le öyle güzel harmanlarlar ki hiçbir bünye kayıtsız kalamaz.
Çok güzel olmuş, yüreğine kalemine sağlık..
Teşekkürler Huriye Kiraz Ofluoğlu
Teşekkürler Huriye Kiraz Ofluoğlu 2020 6 mayıs’ta önerileri hep birlikte tatbik edecez 🙂
Okudum öğrendim. Çok teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim.
2020 6 mayıs’ta önerileri hep birlikte tatbik ediyoruz.
Yorumuna ve kalemine bayıldım , zevkle okudum , okudukça öğrendim . Başka ortak rotalarda buluşmak üzere…❤
Teşekkür ederim Duygu’cum. Rotalar dostlarla güzel.
Canım yorumuna kalemine sağlık bayildimmm zevkle okudum diğer yazılarını da merakla bekliyorum ❤
🙂 Beğendiğine çok sevindim.
Canım zevkle okudum bayildimmm Yorumuna kalemine sağlık.Diger yazılarını da merakla bekliyorum ❤
Teşekkürler İlkay’cim 🙂