Rüzgarlı Bahçe / Çubuk Gölü

Yıl 2005 bir dizi yayınlanıyor televizyonlarda. Sürekli esen bir rüzgâr, masal tadında evler, rengarenk çitler, kapılar, pencereler, berrak bir göl. Şehirden uzak komün bir hayat, danslı müzikli eğlenceli sahneleri, bilge doktor karakteri ile “the village” tadında bir dizi.

Kızın adı Rüzgar, Sevgilisi Mercan (normal şartlarda tam tersi olurdu) Ama normal bir diziden  bahsetmiyorum. Normal de hoş kime göre neye göre. Köyün hoppası Menekşe, Mahcup güzeli Üzüm. Babamızın ismi Çınar ve bir minnak kızımız var Limon.

Köy sürekli esen bir yamaca konuşlandırılmış. Muhteşem bir göl manzarası var.

Aria’nin yaptığı jenerik müziği her ne kadar beni benden alıp uzaklara götürse de zamanı konumlandırmakta zorlanıyorum.

  1. yüzyıl mı?, İkinci Dünya savaşımı?, 2000’li yıllar mı? bu bir dönem dizisi mi? diye düşünürken Zeynep Beşerler’in şeffaf sütyen askılarıyla aydınlanıyor. Evet 1990’lar diyorum.

Dönem kafamda netleşince kıyafetten ülke bulma yönüne gidiyorum. Hollanda, Sicilya, Alp’ler mi yoksa bir Ege kasabası mı? Benim gibi çocukluğu Heidi  ile geçen biri için mekan ve kıyafetler çok yabancı değil. Henüz o yıllarda Rokka El More, Skansen ve Norsk Folke’u keşfetmemişim.

En çok da nişan da yapılan dans zorluyor beni mazurka, tarantella, tango ve sirtaki arası bir şey araya Türk ezgileri serpiştirilmiş.

Köyde bir balıkçı, bir fırın, yedi değirmen, iki kayık var. Ama manzaraya karşı çay içecek bir kahve yok mesela. Köy olur da kahve olmaz mı? Kan uyuşmazlığı da orada başlıyor sanırım. Sonra gözler bakkal ve cami arıyor ama yok. İnsanlar çok eğitimli ama bir okul yok.

Rüzgar ve eski bir doktor olan babası Çınar Rüzgarlı Bahçe‘nin değirmenlerinden birinde yaşıyor. Rüzgar’ın dört gözle askerden dönmesini beklediği çocukluk aşkı Mercan’ın döndüğü gün, aynı zamanda nişan günü olacak. Mercan askerdeyken gönderdiği mektuplar Rüzgar’ı çok etkiliyor. Rüzgar o zamana kadar keşfetmediği Mercan’ın romantik yanını tam keşfedecekken, gerçekte mektupları birlikte köye geldiği komutanı Ozan’ın  yazdığını fark ediyor. Rüzgar mektupları Ozan’a iade etmeye gidiyor….

Rüzgar o mektuplarda yazılanlardan etkilenip, ruh eşini bulmuş gibi olacak bence, çok tutkulu bir aşk yaşanacak derken dizi reyting mağduru olarak raflara kalkıyor.

Peki neredeyse 15 yıl önce sadece 5 bölüm yayınlanan bu diziyi ben yıllardır neden unutamadım. Evet en büyük nedenlerden biri Rüzgar’ın babası rolünü oynayan Çınar yani Selçuk Yöntem. Diğer önemli konu ise dizinin çekildiği mekan.

Bu arada diziyi tekrar hatırlamak için seyretmek istedim youtube da sadece ilk bölümünü bulabildim.

Uzunca bir süre dizinin egede çekildiğini düşünmüştüm.

Sonra araştırınca Bolu’nun Göynük İlçesine bağlı küçük bir göl olan Çubuk Gölü’nde çekildiğini öğrendim. Maalesef hazırlık aşamasında yol açma çalışmalarında görev alan bir vinç operatörü vincin devrilmesi sonucu vefat ediyor.

Birkaç defa Göynük’e gitmeme rağmen Çubuk Gölü yolunun çok kötü olduğu bahanesiyle vazgeçirildim.

Sonra Kasım ayının 2. Yarısı biz 4 cengaver arkadaş bir taraklı Göynük programı hazırladık ve ben Çubuk Gölü’nde ısrarcı oldum.

Yollar yeni yapılmış. Biraz viraj olsa da rahat bir yolculuk yaptık.

Çubuk Gölü’ne kendi aracınızla ya da Göynük’ten kalkan minibüslerle rahat bir şekilde gidebilirsiniz.

Göynük’ten Mudurnu’ya giderken önünüze çıkan yol tabelasından saparak 6 km daha yol yapıp ulaşabilirsiniz. Göynük Çubuk Gölü arası toplamda 11 km.

Asıl şoku gittiğimizde yaşadık. Arabayı park edip değirmenlere doğru yürürken 2 bey gelip “yassak arkadaşım” dedi.

Onca zaman bekle, oraya git ama değirmene yaklaşmak yasak olsun. İnanılır gibi değil. Kendimizi tanıtınca bir tanesinin önünde resim çekmemize izin verildi.

Değirmene yaklaştığımızda neden yasak olduğunu da anlamış olduk. Değirmenler dökülüyor. Her hangi bir kazaya sebebiyet vermemek için 2 kişi nöbet tutuyor.

Bu arada değirmenler Türkiye’de dizi için oluşturulan ilk platformlardan biri. Sıkı bir prodüksiyon var. Baya para harcanmış. Dizinin yapımcılığını Masal Evi üstlenmiş.

Türk dizi sektörünün kahramanları, yaşam biçimi, özel kostümleri, isimleri ve sosyal ilişkiler açısından bakılınca en ilginç,  az biraz fantastik ve beklenmedik örneklerinden biri olan “Rüzgarlı Bahçe”  5. Bölümde erken  final yapınca, Platoda uzunca süre atıl kalıyor. Hava şartları ve bakımsızlık değirmenleri bu hale getiriyor.

Çubuk gölü 15 hektarlık bir alanı kaplıyor. Kayabaşı tepesinden inen heyelanın vadiyi tıkaması sonucu oluşmuş. Çevresini yürüyerek ya da arabayla rahatça keşfedebilirsiniz. Gölden Çubuk yaylasına doğru çok güzel trekking parkurları var. Göl çevresi kamp yapmaya elverişli.

Değirmenlerin olduğu bölüm Türkiye İzcilik Federasyonuna devredilmiş. Umarım tez zamanda gölün doğallığını bozmamış hatta göle ayrı bir hava katmış değirmenler restore edilerek  halka açılır. Değirmenlerden oluşan bungalow tarzı bir tatil merkezine dönüştürülebilir. Yakın civardaki ziyaret edilmeye değer Türkiye’nin 15  Cittaslow’undan 3.ünü Mudurnu, Göynük ve Taraklı kasabaları ile de  bir paket halinde değerlendirilebilir.

Yel değirmenleri, göl manzarası ile doğa fotoğrafçılarına ve gezginlere güzel fotoğraf çekme imkanı sağlayan bu göl, yolunuzu düşürdüğünüzde sizlere de unutulmaz güzellikler sunacaktır.

Sevgiyle kalın Seyahatte kalın.

Dip Not: Sevgili seyahat arkadaşlarım Semra Çırak, Lale Karadeniz, Nevim Bahadır ve minnak prenses Nisa Nur Bahadır seyahatimi keyiflendirdiğiniz, kolaylaştırdığınız ve zevkle geçmesini sağladığınız için sonsun teşekkürler. 🙂

Instagram   : derayla_ortak_rota

Facebook    : Deray Nur Keskin

Youtube      : Deray’la Ortak Rota

2 thoughts on “Rüzgarlı Bahçe / Çubuk Gölü

  1. Harikasınız! Anlatımınızla Rüzgarlı Bahçe ve Çubuk Gölü’nü öyle merak ettirdiniz ki en kısa sürede seyahat planı hazırlayacağız:)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir